Özlem, arzulanan bir şeyi ya da kişiyi sahip olunmadan düşünmek ve ona ulaşma isteği, özlem duymak anlamına gelir. Özlem, kişi için bambaşka bir duygu halidir. Özlem duyduğumuz şey ya da kişi bizi ruhsal olarak canlandırır ve arzu edilen şeye ulaşmanın verdiği mutluluk duygusunu yaşatır. Özlem; bazen bir insan, bazen bir yer, bazen de hayatın sunduğu güzelliklerden uzak kalmaktır. Özlem duygusu kişinin hayatına farklı anlamlar katar ve kişinin ruhunu besleyip canlandırır.
Günlük hayatın karmaşası içinde kaybolduğumuzda, özlem duymak bize yaşadığımız anların değerini hatırlatır. Kimi zaman bir çocukluğun saflığı, kimi zaman sevdiklerimizin yanındaki huzur dolu anlar… Özlem duygusu, hayattaki en sıradan anların bile ne kadar kıymetli olduğunu anlamamıza yardımcı olur.
Hayatın her anı özlem dolu olabilir; geçmişe dönüp baktığımızda, geleceğe dair umutlarımızda veya şu an sahip olduğumuz ama belki de yeterince takdir etmediğimiz şeylerde… Önemli olan bu özlemleri sağlıklı bir şekilde yaşamak ve bizi mutlu eden anları hayatımıza daha fazla dahil edebilmek.
Özlem duygusu; mesafeler, kaybedilenler veya henüz elde edilemeyenler hakkında derin düşüncelere dalmamıza neden olur. Bazen bu duygu hüzünlü olsa da, çoğu zaman kalbimizi sıcak tutan bir sevgi ve bağlılık hissiyle birlikte gelir.
Her özlem duyduğumuzda, o anı yeniden yaşamak ve derinlemesine hissetmek için bir fırsat buluruz. Bu, hayatta sahip olduğumuz her şeyin ne kadar kıymetli olduğunu ve her anı doya doya yaşamamız gerektiğini bize hatırlatır.
Özlem, kaybettiğimiz veya uzak kaldığımız şeylere duyduğumuz derin bir sevgi ve bağlılık duygusudur. Bu duygu bizi hem hüzne hem de umut dolu bir geleceğe taşır. Hayatın sunduğu karmaşanın içinde kaybolduğumuzda, özlem bize yaşamın en güzel anlarını yeniden hatırlatır ve ruhumuzu canlandırır. Özlem duygusu sayesinde, geçmişteki güzel anılara sahip olduğumuz için şükrederiz ve gelecekte de daha fazla değerli anı biriktirme arzusu taşırız.
Özlem Duygusu ile İlgili Güzel Sözler
-
Özlem, “Bir gün seni öyle çok özleyeceğim ki, seni düşündüğümde bile gözlerim dolacak.”
-
Özlem, “Her özlem, kalbin derinliklerinden yükselen bir sevda türküsüdür.”
-
Özlem, “Seninle olan anılarım, uzaklarda da olsa yanımda.”
-
Özlem, “Bazen uzaklıklar sevgiyi azaltmaz, aksine özlemi büyütür.”
-
Özlem, “Her gün seni özlüyorum demek, seni düşündüğüm her anın sadece bir kısmını anlatıyor.”
-
Özlem, “Özlemek, sevmenin en güzel kanıtıdır.”
-
Özlem, “Yüreğimde açtığın yara hiç kapanmadı, seni özlemekle yaşıyorum.”
-
Özlem, “Seni özlüyorum demek, seni düşündüğüm her anın sadece bir kısmını anlatıyor.”
-
Özlem, “Özlemek, sevilmenin en güzel kanıtıdır.”
-
Özlem, “Seni özlemekle nefes alıyorum.”
Özlem Duygusu ile İlgili Şiirler
Şiir: Sen Geldin Dünyaya
İbrahim Sadık
Sen geldin dünyaya
Her taraf gül oldu
Bir bahar sabahı gibi
Sümbüller dol oldu…
Gözlerim görmüyor artık
Karanlık geceleri
Gözyaşlarım aydınlatıyor
Kayıp olan sevgileri…
Sevgiyle açılan kapılar
Özlemle kapanıyor…
Sensizlikle geçen yıllar
Hüznüme hüzün katıyor…
Kimi zaman gülümseme,
Kimi zamansa gözyaşı…
Özledim seni canımın yarısı…
Sen geldin dünyaya
Her taraf gül oldu…
Bir bahar sabahı gibi
Sümbüller dol oldu…
Şiir: Gönlüm Yorgun
Aynur Öztürk
Gözlerin diyorum bakarken yüzüme
Çalgın yağmurlar düşüyor yüreğime…
Bir sevdanın hasretidir belki de
Gözlerin diyorum bakarken yüzüme…
Geceleri uyuyamıyorum gülüm
Hasretine yanıyor şu yüreğim…
Bir sevdanın hasretidir belki de
Gözlerin diyorum bakarken yüzüme…
Kimi zaman ağlıyorum hasretine
Kimi zamanda gülümsüyorum sevgine…
Bir sevdanın hasretidir belki de
Gözlerin diyorum bakarken yüzüme…
Kayıp yıldızlar düşüyor yüreğime
Çalgın yağmurlar düşüyor yüreğime…
Bir sevdanın hasretidir belki de
Gözlerin diyorum bakarken yüzüme…
Şiir: Hasretim Sensin Sen Gelmezsen Olmaz!
Hasan Aktaş
Sen güneşsen eğer, ben de gökyüzü;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen suysan eğer ben de toprağım;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen yıldızsan eğer ben de gecenin;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen kuysun eğer ben de ceylan;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen rüzgârsan eğer ben de ağaç;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen çiçeksin eğer ben de arı;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen baharsan eğer ben de kış;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen umutsan eğer ben de hayal;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen sevgiysen eğer ben de aşk;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen kalpsen eğer ben de cansız;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Sen vatanım eğer ben de insan;
Hasretim sensin sen gelmezsen olmaz!
Şiir: Hasret Zamanı – Sen Ülkemsin – Nefes Alacak Misin? Ahmet Tuncay
Hasret zamanı şimdi, geçmiyor saatler;
Kendimi kaybettiğim tek yer sensin şimdi,
Ülkemsin sen benim; özledim nefes almayı,
Kendimi kaybettiğim tek yer sensin şimdi.
Özlem Duygusu ile İlgili Hikaye: Hasret Dolu Gözler (Duygusal Hikaye)
Yazan: Duygu Merve Er
Bütün gün çalıştıklarından habersizdi bu insanlar. Akşam işten döner dönmez yemekleri yapıp sofrayı kurmaya koyuldular. O sıra kapı çaldı. Elinde çiçeklerle Sinan kapıda görünce herkes şaşırmıştı. Sinan’ın annesi hemen koşup kapıyı açtı. Çiçekleri görünce şok olmuştu. Sinan on gündür hasta olduğu için yurt dışına gitmemişti ve herkes onun hasta olduğu için çiçek gönderdiğini sanıyordu.
Sinan geldiği gibi odasına geçti. Yüzde yüz olmasa da biraz kendini iyi hissediyordu. Evin büyük kızı Hande kardeşi Sinan’ın başına geçti. Sinan iyi görünmüyordu ama elinden geleni yapıp ona bakıyordu.
Yemek masasında herkes Sinan’ın hastalığı ile ilgili konuşuyordu ama Sinan hala odasındaydı ve herkes onun orada olmadığını sanıyordu.
Hande kardeşinin başında beklerken bir yandan telefonla konuşuyordu. Bu sırada telefonu kapattığında kardeşinin uyuduğunu fark etti.
“Sinancım uyudun mu? Uyuma lütfen.”
Kardeşi ağrıdan ve ilaçların etkisinden uyumuştu ama Hande onun başında beklemekten doyamıyordu.
“Sinancım lütfen uyuma. Ben evleniyorum ama sen buradasın diye üzülüyorum.”
Sinan uykusundan uyanınca ablasını konuşurken duydu.
“Ne zaman engel oldum ki sana abla? İstediğin gibi evlen.”
Sinan’ın sesi güçsüzdü ama Hande yine de çok sevindi.
“Ağabeyciğim hoş geldin! İyi misin?”
“İyiyim abla.”
“Evleniyorum dedim ama nikahta sen yoktun.”
“Üzerime gelme abla, yokum dediysem yokumdur.”
Hande ona fısıldar gibi söyledi.
“Çok para lazım abla hastane masrafları için.”
“Tamam ablacım ben hemen alıp geleceğim.”
Sinan’ın masasına yastık koyduktan sonra hemen mutfağa koştu.
Akşam yemeği için herkes masaya oturmuştu ama Sinan hala odasındaydı.
“Ya hastalığı yüzünden yemek yiyemezse?”
Bu sözleri söyleyen Sinan’ın annesiydi.
“Ben bakarım abla merak etme.”
Hande hemen kalkıp odasına geçti.
“Sinancım yemeğe gel lütfen.”
Sinan hemen kalkıp yemek yemeye gitti ama o sırada annesi ve babası başka odadaydı ve yemek masasında sadece Hande vardı.
“Yemekleri çok yaptım Sinancım, hadi ye lütfen.”
Sinan yemekleri annesi hasta olduğu için yapmamıştı ve çok güzel yaptığını biliyordu.
“Yine yapmıştım değil mi?”
“Evet abla çok güzel olmuştu yine.”
Sinan hemen yemek yemeye koyuldu ve Hande ona bakmaktan doyamadı.
“Beni affet Sinancım lütfen.”
Ne olursa olsun kendini affettirecekti kardeşine.
Yemekten sonra Sinan’ın uyuması gerekiyordu ama Hande onu uyutmadan başından ayrılmadı.
“Lütfen uyuma ablacım burada kalacağım.”
Sinan uykusuzluktan bayılmıştı ama Hande hala onun başındaydı.
Gece herkes uyudu fakat Sinan hala uyumadı.
“İlk aşkım benden uzakta mı?”
Yıllardır hiç kimseyi sevmeyen Sinan ilk kez birini seviyordu ve o kişi Hande’nin en yakın arkadaşıydı.
“Kendini benim için zorla hasta etme lütfen! Sana da haber vereceğim …”
Uyuduktan sonra herkes Sinan’ın başında bekliyordu ama kimse Sinan’ı uyandırmak istemedi çünkü Sinan uyandığında hemen ilaç alıp tekrar uyuması gerekiyordu.
Gece Sinan’ın annesi ilaç almaya kalkınca uyandı ve herkes onun başında bekliyordu.
“Oğlum iyi misin? Biz seni hiç uyandırmadık.”
Sinan’ın annesi hemen Sinan’ın başına geçti ve ellerini öptü.
“Anne ben iyiyim merak etme.”
Ertesi gün Sinan’ın doktoru geldi.
“Geçmiş olsun oğlum çok şükür iyi görünüyorsun.”
Sinan doktorunu görünce sevinçten zıplamak istedi ama hastalıktan zayıflamış olan bedeni buna izin vermedi.
Herkes Sinan’a doktorun söylediklerini çevirdi.
Çevirdikleri şeyler çok tehlikeliydi ama kimse bunun farkında değildi.
Ertesi gün Sinan’ın arkadaşları ziyarete geldi.
“Hastalandın diye çok üzüldük arkadaşım ama çiçek göndermedik.”
Sinan gülerek cevap verdi:
“Çiçek göndermediğiniz için teşekkür ederim.”
Sonunda herkes Sinan’ı unutmuştu ve sadece sevdikleri onun başındaydılar.
Bir gün Sinan’ın eski sevgilisi ziyarete geldi:
“Seni çok özledim canım.”
Herkes Sinan’ın eski sevgilisi geldi diye çok sevindi ama Sinan eski sevgilisini görünce boğazına kadar geldi ve bayıldı.
Doktor hemen müdahale etti ama eski sevgilisi gittiğinde herkes hala Sinan’ı baygın halde gördü.
Bayıldıktan sonra Sinan’a eski sevgilisi hakkında sorular sordular ama Sinan cevap veremedi.
Her şey yoluna girmişti ama herkes mutlu değildi çünkü o eski sevgili hala hastanedeydi ve sinir bozucu şekilde her gün yeni çiçekler getiriyordu.
“Beni affet Sinancım lütfen!”
Bu sözleri sürekli söyleyen eski sevgiliden herkes çok rahatsız olmuştu ama kimse cesaret edip ona bir şey söyleyemedi.
Sinan’ın eski sevgilisi çiçek getirdiği günlerden birinde yanında hediye getirmişti ve bu hediye herkesin dikkatini çekmişti.
Ellerinde hediye ile gelen eski sevgilinin yanında çiçek yoktu ve kimse bu durumu anlamamıştı çünkü hediye kutusunun kapağı açıktı ve herkes hediyeyi inceliyordu.
Hediye açıldıktan sonra herkes eski sevgilinin yanında hediye çiçeği olduğunu fark etti:
“Olamaz! Bu çiçek kutusundaki zehirli böcekleri hatırlıyor musunuz? Bu çiçek zehirli!”
Herkes bu durumu hemen doktorlara bildirdi ama kimse bunu ciddiye almadı:
“Madem zehirliydi neden bu kadar insan hayatta?”
Herkes bunun farkında olmadan zehirlenmişti:
Bazıları bayılmıştı bazıları komadaydı bazıları ise doktorların müdahalesiyle kurtulmuştu ancak yine de hepsi hastanedeydi.
Sinan komadan çıkınca ilk işi ablasının yanına gitmek oldu ve kardeşiyle görüşünce çok mutlu oldular:
“Seni hepimiz çok seviyoruz Sinancım!”
Sinan annesinin dediği gibi herkesi çok sevdi ancak eski sevgilisini asla affetmeyecekti çünkü bunca zamandır hasta olduğu için onu göremeyen ablasının evlilik hazırlıklarını mahvetmişti.