Mesalih-i Mürsele Nedir? Mesalihi Mürsele Örnekleri

Kur’an’da ve Hadis’te açık bir hüküm bulunmayan, ancak hikmetli ve faydalı olan birtakım meselelerde ictihad etmeyi gerektiren durumlarda öne çıkan maslahat ölçüsüdür. Mesalihi Mürsele, bu tür maslahatların bir araya getirildiği ilim dalıdır.

Mesalihi Mürsele Nedir?

Klasik İslam fıkhında “maslahat” anlayışı içinde, Kur’an ve Sünnet’te açık bir hüküm bulunmayan, ancak insanların menfaatine olan ve dini ihlal etmeyen durumlar için yapılan ictihadı içeren ilim dalıdır.

Mesalihi Mürsele, Arapça’da “iradem-i bizzat” anlamına gelen bir terimle tanımlanır. Bu terim, “İnsanın, bizzat kendi iradesiyle takdir ve tercih ettiği şey” anlamına gelir. Fıkıh usulü kitaplarında ise “İlkelerdeki kesin nasslara aykırı bulunmamak şartıyla, maslahat gereği çıkarılan yeni hükümlerdir” diye tanımlanır.

Mesalihi Mürsele teriminin kökeni “maslahatı mürsel” ifadesine dayanır. Maslahat, “bir şeyin faydası”, “bir kimsenin ya da toplumun menfaati” anlamına gelir. Mürsel ise “serbest”, “bağlı bulunmayan” anlamındadır. Yani bir yere ait olmayan bir şeyin özgür olması gibidir. Buradan hareketle “maslahatı mürsel” ifadesi “serbest maslahat”, “bağlı olmayan maslahat” olarak çevrilebilir.

Bu ifadede geçen maslahattan kasıt, dini hükümlere bağlı olmayan maslahat anlamındadır. Yani bir Nas’a (Kur’an veya Sünnet) bağlı olmayan ve dolayısıyla da Nas’tan kaynaklanmayan maslahat demektir. Dolayısıyla Mesalihi Mürsele terimini “dini hükümlere bağlı olmayan maslahat” şeklinde de tanımlayabiliriz.

Mesalihi Mürsele Tanımı

Kur’an ve Sünnet’te açık bir hüküm bulunmayan, ancak hikmetli ve faydalı olan birtakım meselelerde ictihad etmeyi gerektiren durumlarda öne çıkan maslahat ölçüsüdür. Mesalihi Mürsele terimi, bu tür maslahatların bir araya getirildiği ilim dalını ifade eder.

Bu meselelerin çoğu zaman hukuki de olabildiği görülür. Mesalihi Mürsele, “uygulanacak hükümler hakkında Kur’an ve Sünnet’te bir hüküm bulamıyorsak o konuda ne yapılacağına maslahat ölçüsü ile karar vermek” şeklinde özetlenebilir.

Mesalihi Mürsele Kavramı

Fıkıh usulü kitaplarında şöyle tanımlanır: “İlkelerdeki kesin nasslara aykırı bulunmamak şartıyla, maslahat gereği çıkarılan yeni hükümlerdir.”

Mesalihi Mürsele kavramının kökeni Arapça’daki maslahatı mürsel terimine dayanır. Bu iki kavram arasında farklılık yoktur. Tanımda geçen “ilkelerdeki kesin nasslar” ifadesinde geçen “ilkeler”, İslam’ın koymuş olduğu temel prensipler ve usullerdir. Bunlar Kur’an ve Sünnet’te açık bir şekilde yer alır.

Kur’an ve Sünnet’te geçen hükümlerin her biri özünde bu ilkelere dayanmaktadır. Örneğin; bir insanın öldürülmesi haramdır, fakat Allah Teala’nın bu yasağı emrettiği temel ilke, insanın canının korunmasıdır. Eğer bir insanın öldürülmesinin daha büyük bir zarara sebep olacağı veya insanın hayatını tehdit edecek bir durum söz konusuysa bu ilke yürürlüğe girer.

Özetle, Mesalihi Mürsele kavramı; vakıa ile ilgili olarak Kur’an ve Sünnet’te kesin bir hüküm bulamadığımız durumlarda maslahat ölçüsü ile ictihad etme durumunu ifade eder.

Mesalihi Mürsele Nasıl Kullanılır?

İslam hukukunda Mesalihi Mürsele ilkesi uygulanırken şu adımlar izlenir:

  1. Araştırma: Meselenin Kur’an ve Sünnet’te açık bir hükme sahip olup olmadığı araştırılır. Eğer meseleye dair kesin bir nass yoksa ikinci adıma geçilir.
  2. Meseleyi Tanımlama: Ortaya çıkan mesele tanımlanır ve netleştirilir. Mesele hakkında tam bilgi sahibi olunmadan karar verilmez.
  3. Meselenin Şartlarını Belirleme: Meselenin cevabı için şartları belirlenir. Bu aşamada mesele hakkında kıyas yapılabilir.
  4. Maslahat Hesaplama: Mesele ile ilgili ortaya çıkabilecek faydalar ve zararlar hesaplanır. Bu aşamada maslahat ölçüsü devreye girer.
  5. Karar Verme: Ortaya çıkan maslahat ve zarara göre karar verilir. Eğer maslahat zararından büyükse uygulama yapılır.

Dört mezhebin (Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli) usul kitaplarında Mesalihi Mürsele’yi açıklayan kısımlar yer alır. Bu bölümlerde yukarıda özetlenen genel adımlar hakkında detaylı bilgiler bulunur.

Mesalihi Mürsele Örnekleri

Müslüman toplumların yaşadığı çeşitli tarihlerde ortaya çıkan olaylarda maslahat gereği çıkarılan hukuki düzenlemeler bu başlık altında ele alınabilir. Aşağıda tarihsel örnekler verilmiştir:

  • Mecelle: Osmanlı döneminde hukuk ihtiyacına cevap vermek amacıyla Hanefî fıkhına dayanan düzenlemelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan medeni kanun örneğidir. 1850 yılında yürürlüğe girmiştir.
  • Dini nikah şartı: Dört mezhebin içtihadı sonucunda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1984 yılında yürürlüğe konulan hukuki düzenlemedir. Dini nikah olmadan resmi nikah yapmanın geçerli olmaması esasına dayanır.
  • İstimna harcı: 1940 yılında çıkarılan 3820 sayılı Kanun’la getirilen harçtır. Müslüman erkeklerin ihtiyaçları nedeniyle resmi olarak evlendirilmemiş kadınlarla evlenmelerinin önünü açmayı amaçlamıştır.
  • Aşar Kanunu: 1840 yılında yürürlüğe giren bu kanun, Osmanlı döneminde uygulanan tarım ürünleri üzerinden alınan vergi (aşar) yerine para üzerinden alınmasını amaçlamıştır.

Tarihsel süreçte ortaya çıkan bu örnekler, İslam hukukunda Mesalihi Mürsele ilkesinin nasıl kullanıldığını göstermektedir. Mesleki gelişim açısından da önemlidir.

Scroll to Top