Hayatımızda dönüm noktası sayılan olaylar, hayatımızı olumlu veya olumsuz etkileyen durumlar, bize kazandıran veya kaybettiren tecrübeler, diğer insanlara örnek teşkil edecek davranışlar sergilediğimiz anlar… Tüm bu yaşanmışlıkları ve hayat hikayemizi kısa bir otobiyografide anlatabiliriz. İşte sizler için derlediğimiz kısa otobiyografi örnekleri.
Kısa otobiyografi örneği 1
Beni tanımak isterseniz adımı bilmeniz yeterli. Ben Ali. 1980 yılında İstanbul’da doğdum. Bütün hayatım boyunca İstanbul’da yaşadım. Çocukluğum, gençliğim ve kısmen de yetişkinliğim bu güzel şehirde geçti. Koca bir ömre sığdırdığım 43 yıllık hayatımda birçok şey gördüm, birçok şey öğrendim. Kimi zaman başım dik yürüdüm, kimi zaman da düşüp kalktım. Ama her zaman hayata karşı umutlu oldum ve mücadele etmekten vazgeçmedim. Kendim için, sevdiklerim için ve içinde yaşadığım toplum için mücadele ettim. Kimi zaman yalnızdım, kimi zaman dostlarla yola çıktım ama asla umutsuzluğa kapılmadım.
Çocukken çok kitap okurdum, hâlâ da okumaya devam ediyorum. Kitapların büyülü dünyasında kaybolmayı seviyorum. Okuduğum kitapların sayfalarında kendimi buluyorum. Hayatın acımasız gerçeklerinden uzaklaşıp bambaşka diyarlara açılıyorum kitaplar sayesinde. Bunun yanı sıra yazmayı da çok seviyorum; özellikle gençlere yönelik yazılar kaleme alıyorum. Eğitimci olmamın da etkisiyle onların dünyasını en iyi ben anlayabilirim diye düşünüyorum.
İlkokul yıllarımda beni en çok etkileyen öğretmenim sınıf öğretmenimdi. Gerçekten çok iyi bir insandı. Bize hep doğruları öğretmeye çalıştı; hem derslerde hem de hayatın gerçekleriyle ilgili. Onun sayesinde okumayı ve yazmayı çok sevmişimdir. Bu yüzden onun bana kazandırdıklarıyla şu an bulunduğum noktadayım.
Hayatımda dönüm noktası sayılan olaylardan biri evlenmemdi. Eşimle birlikte hayata daha farklı bir pencereden bakmaya başladık. Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seven bir çiftiz. Evliliğimizin ilk yıllarında çocuğumuz olmadı ama bu süreçte birbirimizi daha iyi tanıma fırsatımız oldu. Evliliğimizin 5’inci yılında kızımız dünyaya geldiğinde mutluluğumuz tarife sığmaz hale geldi.
Ben bir eğitimciyim; üniversitede çocuk gelişimi dersleri veriyorum. Aynı zamanda devlet okulunda anaokulu öğretmenliği yapıyorum. Öğretmenlik mesleğini çok seviyorum; çünkü mesleğim sayesinde her gün yeni bilgiler öğreniyorum ve genç zihinlere ışık olmaya çalışıyorum.
Şu anda 10 yaşında olan kızım en büyük mutluluğum. Onu kucağıma aldığımda hayatımın anlam kazandığını hissetmiştim. Onun geleceği için elimden geleni yapmaya çalışıyorum; iyi bir insan olması için çabalıyorum. Onun da benimle gurur duymasını istiyorum.
Hayatta beni en çok mutlu eden şey ailem; eşim, kızım ve benim için her şeyden vazgeçebilecek olan annem… Onun duaları hep arkamda olduğu için Allah’a şükrediyorum.
En yakın arkadaşım 20 yıldır yanımdadır; ona sırtımı dayadığımda hep sağlam bir destek buldum. Dostum dediğim insanların sayısı parmaklarımı geçmez ama her biri benim için çok değerlidir.
Hayatta beni en çok üzen şey insanlardaki çıkarcılık ve bencillik… Güvenimi sarsan, dostluk bildiğim insanların çıkardığı menfaat oyunları beni derinden yaraladı ama yine de umudumu yitirmedim.
Şu anda 43 yaşındayım ama kendimi hep 20’lerinde gibi hissediyorum; çünkü ruhum genç kalmayı tercih etti. Hayatımı bir bütün olarak ele aldığımda şu an bulunduğum noktadan oldukça memnunum.
Kısa otobiyografi örneği 2
Ben Ahmet… 1985 yılında İzmir’de gözlerimi dünyaya açtım. Şu an 38 yaşındayım ve hayatımı tek başıma sürdürüyorum; çünkü evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getiremeyecek kadar olgunlaşamadım henüz.
Hayatım boyunca ailemden gördüğüm değerli eğitimin yanı sıra yaşadığım tecrübeler de benim en büyük öğretmenim oldu. Eğitimimle ilgili çok fazla detaya girmek istemiyorum; çünkü önemli olan diploma değil insanın karakteridir diye düşünüyorum.
Çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim; şu an da okumaktan asla vazgeçmedim. Okuduğum kitaplarla birlikte ufkumu genişletme fırsatı buluyorum her gün. Bunun yanı sıra yazmayı da seviyorum; özellikle edebi türde eserler kaleme alıyorum.
Hayatımda dönüm noktası sayılan olaylardan biri yurtdışına çıkmış olmam ve farklı kültürlerle tanışmamdı. Bu deneyimi yaşamadan önce kendi kültürümü yeterince bilmiyordum ama yurtdışında yaşadıklarım sayesinde onu daha iyi tanıma fırsatı buldum.
Ben bir gazeteciyim; okuduğum gazetelerde haber editörü olarak çalışıyorum. Çalıştığım gazetenin internet sitesi için de haberler yazıyorum aynı zamanda. Mesleğimi çok seviyorum; çünkü mesleğim sayesinde her gün yeni bilgiler öğreniyorum ve toplumun bilinçlenmesine katkıda bulunuyorum.
Şu anda 8 yaşında olan oğlum en büyük mutluluğum… Onu kucağıma aldığımda hayatımın anlam kazandığını hissetmiştim. Onun geleceği için elimden geleni yapmaya çalışıyorum; iyi bir insan olması için çabalıyorum.
Hayatta beni en çok mutlu eden şey ailem; eşim, oğlum ve benim için her şeyden vazgeçebilecek olan annem… Onun duaları hep arkamda olduğu için Allah’a şükrediyorum.
En yakın arkadaşım 20 yıldır yanımdadır; ona sırtımı dayadığımda hep sağlam bir destek buldum. Dostum dediğim insanların sayısı parmaklarımı geçmez ama her biri benim için çok değerlidir.
Hayatta beni en çok üzen şey insanlardaki çıkarcılık ve bencillik… Güvenimi sarsan, dostluk bildiğim insanların çıkardığı menfaat oyunları beni derinden yaraladı ama yine de umudumu yitirmedim.
Şu anda 38 yaşındayım ama kendimi hep 20’lerinde gibi hissediyorum; çünkü ruhum genç kalmayı tercih etti.
Kısa otobiyografi örneği 3
Sebahattin Ali’nin ünlü eseri “Kürk Mantolu Madonna” adlı kitabında dediği gibi “Hayatta hiçbir şeyin kıymeti yoktur; benim aşkımdan başka.” Aşkı hiç tanımayan ya da tanıyıp da kaybedenlerin ruhunu en iyi şekilde anlatıyor bence bu cümleler… Beni tanıyacak olursanız aşkı en derinlerde hissedenlerden biri olduğumu göreceksiniz; hatta belki de aşkı tüm yönleriyle tanıyan tek insan bile olabilirim.
Aşk, benim için yaşam kaynağı… Onu tanıdıktan sonra hayata daha farklı gözlerle bakmaya başladım; her şeyin mümkün olduğunu onun sayesinde anladım ve içimdeki tutkuyu ortaya çıkardı aşk… Şairlerin dediği gibi aşkın tarifi yoktur; o sadece hissedilir ve yaşanır… Ben de aşkı tüm detaylarıyla hissedip yaşıyorum ama yine de kısaca tarif etmeye çalışayım:
- Aşk, güneşin içindeki ateş gibi içimde alev alev yanması demek…
- Aşk, denizlerin derinliklerinde gizli hazineler gibi içimde saklı kalması demek…
- Aşk, gökyüzündeki yıldızlar gibi karanlık gecelerde parlaması demek…
- Aşk, çiçeklerin baharda açıp kokması demek…
- Aşk, kuşların baharda ötmesi demek…
- Aşk, gözlerinin içine baktığımda gördüğüm sonsuz evren demek…
- Aşk, ellerini ellerimde hissettiğimde hissettiğim sıcaklık demek…
- Aşk, senin gülüşünde saklı olan tüm mutluluklar demek…
- Aşk, seni düşündüğümde hissettiğim tarifsiz özlem demek…
- Aşk, seni düşündüğümde kalbimin çarpması demek…
- Aşk, seni düşündüğümde içimde oluşan coşku demek…
- Aşk, seni düşünmeden duramadığım süre demek…
- Aşk, seninle geçen her saniye demek…
- Aşk, seninle geçirdiğim zamanın nasıl geçtiğini bilememek demek…
- Aşk, senin yanındayken başka hiçbir şeye odaklanamamak demek…
- Aşk, senin yanındayken hiç ayrılmak istememek demek…
- Aşk, senin yanında huzuru hissetmek demek…
- Aşk, senin yanında kendimi bulmak demek…
- Aşk, senin yanında kendini kaybetmek demek…
- Aşk, senin yanında her şeyi unutmaktır belki de…
- Aşk, seni sevmenin verdiği huzur demek…
- Aşk, seni sevmenin getirdiği mutluluk demek…
- Aşk, seni sevmekten vazgeçememek demek…
- Aşk, seni sevdikçe daha çok sevmektir belki de…
- Aşk, seninle birlikte hayal kurmak demek…
- Aşk, seninle birlikte geleceği düşünmek demektir belki de…
p class=”western” align=”left”
p class=”western” align=”left”
- Beni Tanıyacak Olursanız Aşığın Halleri Eserinden Kısa Bir Bölüm Okuyacaksınız
p class=”western” align=”left”
p class=”western” align=”left”
Aklınıza gelebilecek tüm güzel kelimeleri yan yana dizseniz bile aşkın tarifini tam olarak yapamazsınız; çünkü aşk tariflerden ötedir! O sadece hissedilir ve yaşanır! Aşkla kalın!