CMK’ya Göre Kan ve İdrar Örneği Alma İşlemleri

CMK Madde 75’in Önemi ve Kapsamı

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) Madde 75, şüpheli veya sanıkların beden muayenesi ve vücudundan örnek alınmasına ilişkin prosedürleri belirleyen önemli bir düzenlemedir. Bu madde, delil elde etme süreçlerinde hukukun üstünlüğünü sağlama amacı güder. Gerek devletin, gerekse bireylerin haklarını korumak için belirlenen bu yasalar, hukuki süreçlerde adaletin tesisinde kritik bir rol oynar. Madde 75’in 1. fıkrasında, şüpheli veya sanıktan kan, tükürük, saç gibi biyolojik örneklerin alınabilmesi için Cumhuriyet savcısının ya da hakim veya mahkemenin onayının gerektiği belirtilmektedir. Bu prosedür, hızlı ve mukayeseli imza incelemeleri veya kan analizi gerektiren durumlar için gereklidir.

Kan örneği alma işlemi, örneğin cinayet ya da cinsel suç soruşturmaları gibi vakalarla sınırlı kalmaz. Şüpheli şahısların mutlak sağlığı ve güvenliği asla tehlikeye atmadan, adli tıp uzmanlarına veya sağlık mesleği mensuplarına bu işlemlerin yapılması emredilmektedir. Açıkça belirtmek gerekirse, örnek alma süreci yalnızca yasal çerçevede ve belirli koşullar altında gerçekleştirilmelidir.

Maddenin diğer fıkraları, özellikle iç beden muayenesi gerektiğinde, bunun yasalar çerçevesinde nasıl yapılması gerektiğine dair detaylar sunmaktadır. Örneğin, iç beden muayenesi yapılırken, bu muayenenin herhangi bir cerrahi müdahaleyi gerektirip gerektirmediği ve kişinin sağlığına zarar verme ihtimalinin olup olmadığı dikkate alınmalıdır.

Kan ve İdrar Örneği Alma Süreci

CNK madde 75, gerekli durumlarda kan ve idrar örneklerinin alınması konusunda ayrıntılı bilgi sunmamaktadır, bu nedenle bu hijyenik işlemin nasıl yapılması gerektiği konusunda belirli standartlar oluşturulmuştur. Örneğin, idrar örneği alırken, laboratuvar koşullarının sağlanması, tıbbi malzemelerin steril olması ve hastanın mahremiyetinin korunması esastır. Ayrıca, kan örneği alındığında, iğne, torba, makas gibi malzemelerin sıhhi ve steril olduğundan emin olunmalıdır.

Her bir örnek için, öncelikle uygun bir ortam seçilmeli, gerekli izinler alınmalı ve işlemi gerçekleştiren sağlık personeli tarafından detaylı bir bilgilendirme yapılmalıdır. Bunun yaninda, örnekle alınacak kişinin kimlik bilgilerini doğrulamak için uygun adımların atılması, örneklerin güvenliği ve geçerliliği açısından kritik önem taşır. Herhangi bir yanlış bilgi veya belge, ilerleyen süreçte sayısız hukuki soruna yol açabilir.

CMK’nın 75. maddesi, belirlenen prosedürlerin ihlal edilmesi durumunda, elde edilen örneklerin geçersiz olacağını ve yasal bir delil olamayacağını belirtir. Bu durumda, sağlık personeli ve yargı mercileri hatalı işlemlerden doğabilecek tüm hukuki sonuçlara karşı dikkatli olmalıdır.

Özel Durumlar ve İstisnalar

Kan örneği alımında özellikle dikkat edilmesi gereken bazı özel durumlar bulunmaktadır. Örneğin, suçun ceza sınırı bakımından yeterince dikkatlice değerlendirilmesi gerekmektedir; zira üst sınırı iki yıldan düşük hapis cezasını gerektiren suçlar için maddenin gereklilikleri uygulanmamaktadır. Bu gibi durumlarda, Cumhuriyet savcısının talebiyle dahi olsa, kan örneği alınamayacaktır.

Buna ek olarak, savcının talebi ya da hakim onayı olmaksızın alınan örnekler, hiçbir şekilde mahkemede delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla kan ve idrar örneği alma sürecinde, her aşamanın hukuki zemine yerleştirilmesi oldukça kritik bir unsurdur. Bu süreç, yanlış prosedürler, aceleci kararlar ya da usulsüz işlemlerle sabote edilmeyecek şekilde yürütülmelidir.

Özellikle mahkemeler tarafından verilen kararların gerekliliği, adli süreçlerin sağlıklı işleyişini temin etmektedir. Aksi takdirde, elde edilen tüm kan ve biyolojik örnekler geçersiz kılınmak zorunda kalabilir ve adalet sisteminin işleyişi büyük ölçüde olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle, CMK’nın 75. maddesinde vurgulanan beklentilere uyulması çok önemlidir.

Yargıtay Kararları ve Örnek Uygulamalar

Yargıtay’ın kararları, CMK’nın 75. maddesi uyarınca yapılan işlemlerin hukuka uygunluğu konusunda önemli emsal teşkil eden bazı örnekler sunmaktadır. Örneğin, 2021/4403 sayılı Yargıtay kararı, belirli bir suç tipinin sınırları içinde kalan özel durumlarda, kan örneği alma gereğinden bahsedilmektedir. Ayrıca, kan örneği alındığı takdirde, elde edilen delillerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde önemle durulmaktadır.

Benzer şekilde, 2022/4805 sayılı karar da, yeterli inceleme yapılmadan hüküm verilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu, şüphelilerin hukukun gerektirdiği muayene ve örnek alma süreçlerinden ne dingin çıkarımlar yapmaları gerektiğini net açıkça gösterir.

Kan ve idrar örneği alma işlemleri, bu nedenle sadece standart işlemleri yerine getirmekle kalmaz; aynı zamanda adalet sisteminin ne kadar sağlam çalıştığını gözler önüne serer. Suçlara karşı nasıl bir tavır geliştirileceği, hangi delillerin hangi koşullarda geçerli olacağı ve mahkemelerin nasıl işleyiş gösterdiği gibi etkenler, cürümün iç yüzünü gözler önüne serme konusunda önemli rol oynamaktadır.

Scroll to Top