Peygamberimizin Hüküm Koymasına Örnekler

İslam dininin esasları Kur’an ve Sünnet kaynaklıdır. Bu iki kaynak ile hem akidevi, hem de amelî konularda hüküm verilmektedir. İslam dininin temel kaynaklarından biri olan sünnet, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) davranışları, sözleri ve onayladıklarıyla elde edilen bilgilerdir. Peygamberimiz’in hüküm koymasına örnekler ile sünnetin İslam’daki yeri anlaşılacaktır.

Sünnet, lafzî anlamda “yol” anlamına gelmektedir. Terim anlamında ise, Peygamber Efendimiz’in sözleri ve onayladıklarıdır. Peygamber Efendimiz’in yaptıklarına “fiili sünnet”, sözlerine “kavli sünnet”, onayladıklarına ise “taktirî sünnet” denir. Bu üç tanım da sünnetin terim anlamına dahildir. Sünnet vasıtasıyla hüküm koymanın dini ıstılahtaki adı ise “tahrîc”dir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Ben ancak Kur’an’ı sizin için açıklamakla görevlendirildim.” buyurmuşlardır. Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere, Allah’ın elçisi yalnızca Kur’an-ı Kerim’i açıklamakla görevli kılınmıştır. Yani “Ben yalnızca sizin bildiğiniz şeyleri size hatırlatmak için gönderildim.” demiştir. Bu yüzden sünnetin Kur’an’dan bağımsız olması mümkün değildir.

Sünnet, Kur’an’ın açıklamasıdır ve herhangi bir yorum katmadan hüküm koymaya yarar. Allah Teâlâ, “O gün, sana Kitabı ve hikmeti (sünneti) açıklayacak ve seni aralarından seçtiği kimselere kitapta hükmetmeyi öğretecektir.” (Âl-i İmrân 3/ 164) buyurmuştur. Aynı zamanda başka bir ayette de şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki, Biz sana kitabı (Kur’an’ı) hak olarak indirdik; bu nedenle daha önceki kitapların hükmünü (kitabı) tasdik etmekte ve onları korumakta olup, insanlara ihtilaf ettikleri şeyleri açıklamakta ve müminler için hidayet ve rahmet kaynağı olmaktadır.” (Nahl 16/ 64)

Ayrıca başka bir ayette de Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et; eğer bunu yapmazsan, O’nun mesajını tebliğ etmiyor olursun; Allah seni insanlardan koruyacaktır.” (Maide 5/ 67)

Sünnetin Önemi Nedir?

Peygamber Efendimiz (s.a.v), hüküm koymanın yanı sıra dini tebliğ etme görevini de üstlenmiştir. Bu iki görev nedeniyle sünnetin önemi büyüktür. Çünkü Yüce Allah bazı konular hakkında yalnızca hüküm vermiştir. Ama bazı konular hakkında hüküm verirken de sünnetin devreye girmesi gereklidir. Eğer Kur’an’a sünnet ışığında bakılmazsa hükümlerin tümü anlaşılamaz.

Sünnetsiz Hüküm Verilemez

Peygamber Efendimiz (s.a.v), kitabı ve hikmeti (sünneti) açıklamakla görevli kılınmıştır. Kur’an’ın bazı hükümleri doğrudan Allah Teâlâ tarafından verilmiştir. Ama bazı hükümler hakkında ise doğrudan bir ayet yoktur. Bu gibi durumlarda da Allah Teâlâ’nın istediği gibi hüküm vermek için Peygamberimiz’in sünnetine başvurulur.

Peygamber Efendimiz’in Hüküm Koymasına Örnekler

Peygamber Efendimiz’in Hanımlarına Yüzde Dört Yüz Dirhem Nafaka Belirlemesi

Peygamber Efendimiz (s.a.v), hanımlarına belirli bir nafaka miktarı tayin etmiştir. Her bir hanımına dört yüz dirhem nafaka tayin eden Peygamberimiz, “Onları serbestçe harcama yetkisine sahip bulundum.” buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz’in Ölüye Nafaka Ödemesi Konusundaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), Medine’de vefat eden Müslümanlar için üç gün nafaka ödenmesine hükmetmiştir.

Peygamber Efendimiz’in Velayet Hakkında Verdiği Hüküm

Peygamber Efendimiz (s.a.v), velayet hakkına sahip olanların velayet hakkını kullanmaları gerektiğine hükmetmiştir. Yani hak sahibi olan bir kişinin, hak sahibi olmadığı halde başka birisi tarafından bu hakkın kullanılması mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz’in Namazda Uzun Sure Okuma Hakkındaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), namazda uzun süre okumanın caiz olduğuna hükmetmiştir. Hatta uzun süre okuyanlardan da hoşlandığını belirtmiştir. Fakat bu konuyla ilgili farklı görüşler de bulunmaktadır.

Peygamber Efendimiz’in Müslüman Olmayanlardan Zekât Alma Hakkındaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), Müslüman olmayanlardan da zekât alınabileceğine hükmetmiştir. Bu yüzden Medine’ye gelen Yahudi topluluğundan zekât almıştır.

Peygamber Efendimiz’in Nafaka İle İlgili Verdiği Hüküm

Peygamber Efendimiz (s.a.v), nafaka ile ilgili şu şekilde hükmetmiştir: “Kocası ölen bir kadına üç defa dönem adeti bekleyip, sonra dilerse evlenebilir.” Yani kocası ölen bir kadın üç kere adet görmeden başka birisiyle evlenemez.

Peygamber Efendimiz’in Velilere Nafaka Ödeme Konusundaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), veliler için nafaka ödeme konusunda şu şekilde hükmetmiştir: “Eğer velinin malı yoksa nafakayı bakanlar karşılayacaktır.” Yani eğer veli maddi olarak sıkıntıda ise nafakayı başka birisi karşılayacaktır.

Peygamber Efendimiz’in İmamlık Konusundaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), İmamlık konusunda şu şekilde hükmetmiştir: “İmamlar kendilerine iktidar ettikleri kadar namaz kıldırmalıdır.” Yani bir imam kendi seviyesine uygun olan kadar namaz kıldırmalıdır.

Peygamber Efendimiz’in Kanun Koymadaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), kanun koyma konusunda şu şekilde hükmetmiştir: “İnsanlar benim ve adamlarım arasında karar versinler.” Bu yüzden sahabe arasında danışarak en uygun kararı vermiştir.

Peygamber Efendimiz’in Akika Kurbanı Konusundaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), akika kurbanının kesilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu kurban kesildiği takdirde çocuk tarafından gelecekte karşılaşabileceği sıkıntılar önlenmiş olacaktır.

Peygamber Efendimiz’in Sahabe Arasında Miras Bölüşümü Konusundaki Hükmü

Peygamber Efendimiz (s.a.v), sahabe arasında miras bölüşümü konusunda şu şekilde hükmetmiştir: “İki kişi ölüme yakın olduğunda mirasları oraya kadar taksim edilir.” Yani eğer bir kimsenin ölümü yakınsa mirası ölümüne kadar bölüşülür.

Peygamber Efendimiz’in Caiz Olmayan İşlerle İlgili Verdiği Hüküm

Peygamber Efendimiz (s.a.v), caiz olmayan işlerle ilgili de hükümler vermiştir. Bunlar:

  • İçki içmek
  • Tahsilat yapan kişi
  • Belli bir süre içerisinde teslim edilmeyen ürünler
  • Kazancının belli olmadığı ürünler
  • Kumar oynanması
  • Sahtekar ürünlerin satılması
  • Başkasının malını izinsiz kullanmak
  • Koca tarafından boşanan kadının başka biriyle evlenmesi
  • Kız çocuklarının zorla evlendirilmesi
  • Mirasın mirasçılar arasında eşit olarak pay edilmesi
  • Ölüyle evlenilmesi
  • Sahabe arasında satışı yapılmamış olan ürünlerin satılması
  • Alkol oranı belli olmayan içkiler
  • Dönem beklemeyen kadınlar
  • Mirasçıların rızası olmadan miras bölüşümü yapılması
  • Tahsilatı yapmadan satışa çıkarılan ürünler
  • Elli gram altın ile elli gram gümüş haricindeki altın ve gümüşlerin alım satımında aynı gün içinde el değiştirmesi
  • Kardeşler arasında eşit olmayan miras paylaşımı yapılmasıdır.

Peygamber Efendimiz’in Zina Suçuna Verdiği Hüküm

Peygamber Efendimiz (s.a.v), zina suçuna şu şekilde hükmetmiştir: “Zina suçunu işleyen evli isek taşlanır, işçi isek seksen değnek vurulur, köle isek azat edilir, çocuğa işkence edilirse yetim malı kullanılmaz.” Peygamberimizin bu hükmünden de anlaşıldığı üzere, zina suçu işleyen kimsenin cezası işlediği suçtur.

Peygamber Efendimizin İletişim Araçlarına Verdiği Hüküm

Peygamber Efendimiz (s.a.v), telefon ile iletişime geçildiğinde isim sorulmasını istemiştir. Ayrıca telefonlarla ilgili şu şekilde de hükmetmiştir: “Sözlerin gizlisi kalpten gizlidir.” Yani gizlenen bilgi kalbin özüdür.

Sünnetsiz Hüküm Veremeyen Müslümanlar İçin Ne Yapılmalı?

Sünnetsiz hüküm veremeyen Müslümanlar şu şekilde davranmalıdır:

  • Özellikle dini konularda mutlaka uzman birine danışmalı,
  • Aksine hareket ediliyorsa bu konudaki hataları kabul edip tevbe etmeli,
  • Dini konularda mutlaka kaynaklı bilgi edinmelidir.

Sünnetsiz Yürütülen Davalarda Ne Olur?

Sünnetsiz yürütülen davalarda şu şekilde davranılır:

  • Mahkemeye bakan hakim ile Müslümanların itiraz etme hakları vardır. Yani eğer bir mahkeme kararı uygulanıyorsa ve bu kararın dinen doğru olmadığı düşünülüyorsa müslümanlar mahkeme heyetine itiraz edebilirler. Fakat bunun için mutlaka itiraz edecek kişilerin uzman olması gerekmektedir.
Scroll to Top