29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kompozisyon Örnekleri

Kompozisyonun Başlığı: Cumhuriyet

Atatürk, “En büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken herhalde bir gün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yazı yazacak olan bana da bir düşünce konusuyla ilgili düşünme fırsatı vermeyi hayal etti. Ben de O’na layık bir evlat olmak için çok çalışmayı, çok öğrenmeyi ve bu yüce millete yararlı insanlardan biri olmayı kendime hedef edindim. Zaman zaman zorlandım, yılgınlığa düştüm ama hep O’nu düşündüm. Hayallerimin ötesinde, O’nun bizlere bıraktığı cumhuriyet bayrağı altında nice nice 29 Ekim’i kutladım. Şimdi de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle, bana bahşedilen bu büyük değerin anlamı üzerine düşüncelerimi yazmak istiyorum.

Gelişme Bölümü:

Cumhuriyet; bir ülkenin yönetim ve yasaların, o ülkenin tüm vatandaşlarının özgür iradesiyle belirlendiği ve uygulandığı bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet; her şeyden önce özgürlüktür. Özgürlük; bizi yöneten yasaları yapabilme özgürlüğü ve bu yasalara uyma zorunluluğudur. Özgürlük; sorumlulukla birlikte var olur. Sorumluluğu kabul etmeyen bir özgürlük, anarşidir. Anarşi ise toplumu çürüten bir kanser hücresidir.

Atatürk, cumhuriyetimizi kurarken birçok zorlukla karşılaştı. O’nun önderliğinde Türk milleti, yokluklar içinde savaşarak Kurtuluş Savaşı’nı kazandı ve Gazi Meclis’inde bağımsız bir devlet olarak Cumhuriyet’i ilan etti. Cumhuriyet, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması demektir. Bu nedenle Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nda bizim için savaşan kahraman şehitlerimizi rahmetle anmayı unutmamalıyız. Onlara duyduğumuz minnet ve şükran duygularıyla bayrağımızı daha yükseklere taşımalıyız.

Cumhuriyet, sadece bir bayram değil, her gün yaşanması gereken bir değerdir. Bizler, Cumhuriyetimizin bize sunduğu özgürlükleri sorumluluk bilinciyle kullanmalı ve O’na layık evlatlar olmalıyız. Her 29 Ekim’de bayrağımızı en yükseğe çıkararak, Cumhuriyetimizin kuruluşuna ve bize bahşedilen bu eşsiz değere olan minnetimizi göstermeliyiz.

Sonuç Bölümü:

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yaptığımız kutlamalar, bize düşen en önemli görevlerden biridir. Bizden önceki nesillerin fedakarlıklarıyla elde edilen bu değerli mirası daha ileriye taşımak ve korumak için çalışmalıyız. Unutmamalıyız ki Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Bizler, bu yaşam tarzını en iyi şekilde temsil eden ve onun değerlerini yücelten bireyler olmalıyız. Böylece, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatabiliriz.


Kompozisyonun Başlığı: Cumhuriyet Bayramı

Gözlerim ufuklarda… Uzaklarda değil aslında… Belki de yanımda… Oturduğum sıralarda… Biraz ileride…

Gözlerim dalgın… Düşüncelerim belirsiz… Hayallerim umutsuz gibi… Ama öyle olmamalı… Öyle olmaması için çabalamalı…

Sesimi yükseltmiyorum… Öğretmenim öyle isterse yükseltirim sesimi… Öğretmenim öyle isterse kalkarım yerimden… Belki de o an gözlerimde umudu görür… Kalbimde sevgiyi hisseder… Hayallerimde bana ait olmayanları fark eder… Ve dahi kompozisyonuma adını verebilir: “Umutsuzlardan Umuda”

Belki de o an hayallerimde ilk sırada yer alır: CUMHURİYET BAYRAMI

Cumhuriyet Bayramı; sadece bayramlarda yapılan kutlamalardan ibaret değil aslında… Her anımızda, her davranışımızda iz bırakmalı… Her düşüncemizde yer almalı… Her hayalimizde yaşamalı… Ancak o zaman gerçek anlamına ulaşabilir… Ancak o zaman bizlere doğru yolu gösterebilir…

Cumhuriyet Bayramı’nda hep birlikte kutlarız bayramımızı… Dans ederiz coşkuyla… Yüreğimizde sevgi, gözlerimizde umutla… Kimi zaman halk oyunu gösterileriyle, kimi zamansa gösteri geçişleriyle kutlarız bayramımızı… Ancak biz ne kadar coşkuyla kutlarsak kutlayalım, bir o kadar da sorumluluğu üzerimize alarak yaşamalıyız Cumhuriyeti…

Ben küçük bir öğrenciyim belki ama hayallerimde yer alan bayramın her anında ben sorumluluğumu alarak yaşarım Cumhuriyeti… Arkadaşlarım da öyle yapar, hep birlikte yaparız sorumluluğumuzu alarak… Öğretmenim de bize öyle öğretir… Velilerimiz de öyle yaşar… Komşularımız da öyle olur… Hep birlikte oluruz sorumluluklarımızı alarak… Ve sonra gözlerimizi uzaklara dikeriz yeniden… Belirsiz hayallerimize doğru yürürken…


Kompozisyonun Başlığı: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Uzaklarda bir ses yankılanıyor; coşkuyla, sevgiyle ve umutla! O sesin yankılanmaya başladığı yer; kalbimizin derinlikleri, yüreğimizin temiz sayfalarıdır aslında. O ses “CUMHURİYET BAYRAMI” sesidir! Ve biz her 29 Ekim’de bir araya gelip bayramımızı kutlarken, aslında sonsuza dek sürecek olan bir sevgi selini, umut yolculuğunu başlatıyoruz.

Gelişme Bölümü:

Cumhuriyet Bayramı’nın coşkusu öyle büyüktür ki tüm ülkeyi sarar! Bazen sokaklarda, bazen caddelerde, bazen de sahillerde yankılanır o sevgi dolu ses! Herkes el ele, kol kola girer ve tek yürek olup kutlar bayramı! Kim bilir belki de gözyaşları sel olur bazen sevinçten! Kim bilir belki de gözlerimiz ışıldar umutla! Ve biz fark etmeden büyürüz hep birlikte! Gözümüzden akan yaşlar düşer toprağa ve filizlenir yeni umutlar! Yeni hayaller yeşerir gözümüzde!

Bayramımız kutlanırken bazen küçük hayvan dostlarımız da katılır coşkuya! Onlar da hisseder bayramın sevincini! Belki de gözümüzde canlanır yeni hayaller! “Yaşasın Cumhuriyet!” deriz hep bir ağızdan!

Ama biz ne kadar coşkuyla kutlarız bayramımızı, bir o kadar da sorumluluğu üzerimize alarak yaşamalıyız Cumhuriyeti! Biz küçük bir öğrenci olsak da; hayallerimiz büyük olmalı! Bayramımızdan aldığımız coşkuyla sorumluluğumuzu almalıyız!

Her 29 Ekim’de gözlerimiz uzaklara dalmalı yine! Kalbimizde yeniden hissetmeli bayramın coşkusunu! Yüreğimizde yeniden yeşermeli umutlar! Her 29 Ekim’de bin kez daha söylemeli “Yaşasın Cumhuriyet!” diye! Ve sonsuza dek yaşatmalıyız Cumhuriyeti!

Sonuç Bölümü:

Unutmayalım ki Cumhuriyet Bayramı sadece kutlanan bir bayram değil; aynı zamanda bize düşen büyük bir sorumluluktur. Biz her 29 Ekim’de bayramımızı coşkuyla kutlarken, aynı zamanda Cumhuriyetimize olan sorumluluğumuzu da üstlenmiş oluruz. Böylece Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği bu değerli mirası sonsuza dek yaşatabiliriz.


Kompozisyonun Başlığı: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Cumhuriyet; bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik demektir. 29 Ekim 1923 tarihinde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilke edinilerek kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Türk milletinin azmi ve kararlılığı bütün dünyaya ilan edilmiştir. İşte bu yüzden 29 Ekim tarihi bizim için çok özel ve anlamlıdır.

Bu özel günü kutlamak için her yıl törenler düzenlenir. Okullarımızda yapılan etkinliklerde öğrenciler şiirler okur, gösteriler düzenler ve dans ederler. Bu etkinlikler hem eğlenceli hem de anlam doludur çünkü bize Cumhuriyetin anlamını ve önemini hatırlatır.

Cumhuriyet Bayramı’nın coşkusu öyle büyüktür ki tüm ülkeyi sarar! Herkes el el, kol kola girer ve tek yürek olup kutlar bayramı! Bazen küçük hayvan dostlarımız da katılır coşkuya! Onlar da hisseder bayramın sevincini!

Ancak biz ne kadar coşkuyla kutlarız bayramımızı, bir o kadar da sorumluluğu üzerimize alarak yaşamalıyız Cumhuriyeti! Biz küçük bir öğrenci olsak da; hayallerimiz büyük olmalı!

Her 29 Ekim’de gözlerimiz uzaklara dalmalı yine! Kalbimizde yeniden hissetmeli bayramın coşkusunu! Yüreğimizde yeniden yeşermeli umutlar! Her 29 Ekim’de bin kez daha söylemeli “Yaşasın Cumhuriyet!” diye! Ve sonsuza dek yaşatmalıyız Cumhuriyeti!


Kompozisyonun Başlığı: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları

Uzaklarda bir ses yankılanıyor; coşkuyla, sevgiyle ve umutla! O sesin yankılanmaya başladığı yer; kalbimizin derinlikleri, yüreğimizin temiz sayfalarıdır aslında. O ses “CUMHURİYET BAYRAMI” sesidir! Ve biz her 29 Ekim’de bir araya gelip bayramımızı kutlarken, aslında sonsuza dek sürecek olan bir sevgi selini, umut yolculuğunu başlatıyoruz.

Gelişme Bölümü:

Bazen sokaklarda, bazen caddelerde, bazen de sahillerde yankılanır o sevgi dolu ses! Herkes el ele, kol kola girer ve tek yürek olup kutlar bayramı! Kim bilir belki de gözyaşları sel olur bazen sevinçten! Kim bilir belki de gözlerimiz ışıldar umutla! Ve biz fark etmeden büyürüz hep birlikte! Gözümüzden akan yaşlar düşer toprağa ve filizlenir yeni umutlar! Yeni hayaller yeşerir gözümüzde!

Bayramımız kutlanırken bazen küçük hayvan dostlarımız da katılır coşkuya! Onlar da hisseder bayramın sevincini! Belki de gözümüzde canlanır yeni hayaller! “Yaşasın Cumhuriyet!” deriz hep bir ağızdan!

Ancak biz ne kadar coşkuyla kutlarırsak bayramımızı, bir o kadar da sorumluluğu üzerimize alarak yaşamalıyız Cumhuriyeti! Biz küçük bir öğrenci olsak da; hayallerimiz büyük olmalı!

Sonuç Bölümü:

Cumhuriyet Bayramı’nın coşkusu öyle büyüktür ki tüm ülkeyi sarar! Herkes el el, kol kola girer ve tek yrek olup kutlar bayramı! Ancak biz ne kadar coşkuyla kutlarırsak bayramımızı, bir o kadar da sorumluluğu üzerimize alarak yaşamalıyız Cumhuriyeti!


Kompozisyonun Başlığı: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Cumhuriyet; bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik demektir. 29 Ekim 1923 tarihinde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilke edinilerek kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Türk milletinin azmi ve kararlılığı bütün dünyaya ilan edilmiştir. İşte bu yüzden 29 Ekim tarihi bizim için çok özel ve anlamlıdır.

Cumhuriyet denilince aklımıza ilk olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk gelir. Çünkü O, milletimizin öz güvenle gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı’nın önderi olduğu gibi; çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin mimarıdır da aynı zamanda… Bizlere bırakılan en değerli miras olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmak da bizim en önemli görevimizdir.

Cumhuriyetin getirdiği hak ve özgürlükleri sonuna kadar kullanmalıyız; fakat bunun yanında haklarımızdan yararlanırken sorumluluklarımızın da farkında olmalıyız her zaman… Sadece biz değil; gelecek nesiller de bilmelidir bu sorumluluğu!

Unutmayalım ki; ancak sorumluluklarımızın bilincinde olarak hareket edersek Atatürk’ün dediği gibi “Ey Türk! Ey şanı y elevated hail!” diyerek Yüce Türk Milletinin şanını yükseltebiliriz.

Scroll to Top